
Yeni kurduğumuz http://www.edebiyatvehukuk.org sitemizi de ziyaret edin. Daha çok sayıda haber, makalele ve yazı orada!
İki "ebedi ve ezeli" rakibin, belki de aynı evrende herşeye kadir iki düşmanın; biri "bedi", diğeri "mer'i" yaratının, edebiyat ve hukukun yanyanalığına hoşgeldiniz. Burada, edebiyatta hukuk"/"hukukta edebiyat", "edebiyatta siyaset"/"siyasette edebiyat", düşünce, bilim ve sanat özgürlükleri çalışmaları ile "edebiyat ve etik" arasındaki etkileşimi ele alan yazı ve görüşler, kitap tanıtımları ve eleştirileri bulacaksınız.
Servet-i Fünun Dergisi’nin, 3 Teşrinievvel 1317 (16 Ekim 1901) tarihinde yayınlanan sayısında Hüseyin Cahit Yalçın’ın "Edebiyat ve Hukuk" serlevhasıyle Fransızcadan tercüme ettiği bir makale vardı. Bu yazı Paul Lacombe’un Introduction à l'historie littéraire adındaki eserinden alınmıştı. (eserin metni için bkz. <http://www.archive.org/details/introductionlhis00laco>) Hüseyin Cahit Yalçın’ın anlatısına göre, yazı “...(u)sulü dairesinde sansüre gönderilmiş, sansör tarafından çizilen parçaları çıkarıldıktan sonra, Servet-i Fünûn'a basılmıştı. Fakat bir jurnal ortalığı alt üst etti...” [Hüseyin Câhid, Edebî Hâtıralar, Akşam Kitaphanesi, İstanbul-1935, s.159)] Servet-i Fünun bu makalenin kaynağındaki Fransız İhtilali’ne yapılan atıflar yüzünden kapatılacak, sorumlular mahkemeye verilecektir. Mahkeme tarafından suçsuz bulunan Servet-i Fünûn, kapatılmasından bir ay sonra, 5 Aralık 1901'de tekrar yayımlanmaya başlandı (ayrıca genel ol. bkz. http://www.turkceciler.com/serveti-funun-edebiyati-olusumu-dagilmasi.html). Ama “Servet-i Fünun Gazetesi'nde Hüseyin Cahid'in yazdığı makalede elfaz u ta'birat-ı mel'unane görülmediğinden men'i muhakemesine dair Adliye ve Mezahib Nezareti'nin tahriratı” (Başbakanlık Arşivleri/ Tarih: 17/Ş /1319 (Hicrî), Dosya No:223, Gömlek No:59, Fon Kodu: Y..MTV.), Hüseyin Cahit Yalçın’ın yazı işleri müdürlüğünden ayrılmasını önleyemedi. Hukukun edebiyatı, tam da "edebiyat ve hukuk" adlı bir makalede sınırlamaya çalıştığı bu örnek, bu alanda zorumuza giden ilk örnek değildi ve şüphesiz sonuncu da olmamıştır...